Cinsiyet Eşitsizliği İzleğinin Sınıf Farklılıkları Üzerinden Yansıtılışı
Sabahattin Ali, "Kuyucaklı Yusuf", Yapı Kredi Yayınları, Ocak 2020
Cinsiyet eşitsizliği kendini farklı uzamlarda farklı hallerde
gösterebilir ve bu “eşitsizliğin” boyutu, onu yaşatan veya yaşayan kişinin
sosyal sınıfına bağlı olarak değişebilir. Sabahattin Ali’nin Kuyucaklı Yusuf adlı yapıtında cinsiyet
eşitsizliği izleği sosyo-ekonomik açıdan farklı konumlara sahip bireyler
üzerinden aktarılmaktadır. Bu eserde, cinsiyet eşitsizliğinden kötü anlamda en
çok etkilenen taraf kadınlardır. Sosyal sınıfa dayalı olarak erkeğin kadına
bakış açısı iki temel yan izlek üzerinden incelenmiştir; bunlar, kadının
objeleştirilmesi ve kadının pasif davranışlarıdır.
Yapıtın geneline bakılacak olursa, sosyal sınıflarına bağlı
olarak, belli başlı bazı kadın figürlerinin objeleştirildiği gözlemlenmektedir.
Şakir, örnek olarak, Muazzez’i alınıp satılacak bir mal ve bir statü arttırma
aracı olarak görmektedir. Şakir’in bu davranışının nedenlerinden en önemlisi
konumu güçlendirmek istemesi ve Yusuf’a karşı herhangi bir mücadeleyi
kaybetmeyi kendisine yakıştıramamasıdır. Bu noktada sosyal konumu güçlendirme
aracı olarak, anlatıcı, bir kadın figürünü –Muazzez’i– ön plana çıkarmaktadır.
Yapıtta resmedildiği üzere, kadın karakterlerin para ve dolaylı olarak statü
için el değiştirdiği tek olay bu değildir. Şahinde’nin de süslenip
güzelleştirilerek aynı Muazzez gibi “satıldığı”ndan yapıttın başlarında bahsedilmektedir.
Bu iki örnekten yola çıkarak kadınların eğitim durumu ile ilgili bir yorum da
yapılabilir. Eserin geçtiği Anadolu bölgesinde, kadınlar çeyiz ve statü için
bir takas malzemesi olarak görüldüğünden eğitimlerine ve kendilerini
geliştirmelerine aileleri ve yakınları tarafından pek önem verilmez. Bu da, iki
cinsiyet –erkek ve kadın– arasındaki uçurumun büyümesine neden olarak bu iki
kutup arasında çeşitli çatışmalara yol açar. Salahattin’in Şahinde’yi eğitme
çabaları sonucunda kavga etmeleri bunu destekler niteliktedir. Anlatıcı
tarafından aktarılan bu durum –dönemden ve yapıtta işaret edilenlerden yola
çıkarak– sadece Şahinde ve Muazzez’e özgü değildir. Eserin geçtiği tarihlerde Anadolu’da
kadınların ticaret ürünü gibi el değiştirmesi oldukça yaygın bir durumdur ve bölgenin
hemen hemen statü bakımından her kesimine hitap etmektedir ki yapıtın tarif ettikleri
de bunu güçlendirmektedir. Şahinde, eserin başlarında, bir kaymakam yani
devlette önemli bir yere sahip olan Salahattin’e konum olarak yaraşır bir
ailenin seçkin bir kızıymışçasına betimlenmektedir. Muazzez ise, yapıtın
sonlarında; Şakir, Hilmi Bey ve yeni kaymakam gibi Edremit’te sözü geçen
kişilerin insafına kalmış bir durumdadır, babasının hayatta olduğu zamana
kıyasla statüsü ve gücü oldukça azalmıştır. Ne var ki, Şahinde’nin statüsünün
Muazzez’inkinden büyük bir miktarda güçlü olmasına rağmen, bu iki figürde başkaları
tarafında bir “değiş tokuş” aracı olarak kullanılmaktan kurtulamaz.
Kadın
figürleri yapıtın büyük bir bölümünde, özellikle de aile içinde, pasif bir
konuma bürünmüşken bu durum sosyal konuma bağlı olarak değişiklik
göstermektedir. Yapıtın ortalarında, Yusuf’un öz baba ve annesinin sık sık
tartıştığından ama bunların aslında çoğu zaman babasının annesine haksız yere
kızması ve annesinin tepki gösterememesinden ibaret olduğu vurgulanmaktadır. Yusuf’un
öz ailesinin ekonomik olarak zor şartlar altında yaşadığı ve düşük bir sosyal
konuma sahip olduğu da dikkate alındığında bu tür statüye sahip ailelerin
içinde yaşanan çatışmalarda kadın –ya da anne– tarafının daha etkisiz veya
pasif olduğu sonucu çıkarılabilir. Bunun olası bir nedeni ise erkeklerin
yapıları gereği daha güçlü olmaları ve bu nedenle de dönemin, özellikle de
Anadolu’da, yaygın uğraşlarından biri olan çiftçilik işlerini yürüterek evi tek
başlarına geçindirmeleridir yani ekonomik güç onların elindedir. Bu düşünceyi
destekleyen başka bir örnek ise, Kübra ve annesinin taciz edilmeleridir.
Paranın statü demek olduğu dönemin Anadolu’sunda Kübra ve annesi ekonomik
açıdan Hilmi ve Şakir’e bağımlı olarak yaşamaktadır. Bu bağımlılık onları konum
olarak bir “hiç” boyutuna indirgediğinden Hilmi ve Şakir’in saldırılarına da
korumasız bırakmıştır. Yaşanan bu olaydan sonra bile Kübra ve annesinin Yusuf’u
bıçaklamak için hala manipüle edilebilmeleri ve işverenlerine onlara yeni bir
iş sunarak maddi destek sağlayabilecek Yusuf’un yardımı olmadan başkaldıramamaları
da kadının pasifliğinin sosyo-ekonomik nedenlerden kaynaklanabileceğine işaret
etmektedir. Buna rağmen yapıtta kadının davranışlarında, artan sosyal konumun
etkisiyle farklı bir durum gözlenmektedir. Salahattin ile olan evliliğinde Şahinde,
daha saldırgan bir konuma bürünmüştür. Yusuf’un babasının annesine yapabildiği
gibi, Salahattin de denemiş olmasına rağmen Şahinde ile olan tartışmalarında ne
fiziksel gücünü kullanarak ne de bağırıp çağırarak gerçek bir üstünlük
sağlayamamıştır. Sosyo-ekonomik durumu daha iyi olan bütün ailelerde olduğu
gibi bu ailenin de düşük konumdaki bir aileden daha fazla tanıdığı vardır.
Salahattin ve Şahinde arasında gerçekleşen bu çatışmanın genelde Şahinde’nin
üstünlüğü ile bitmesi de bu tanıdıklardan kaynaklı bir toplumsal baskının sonucudur.
Şahinde, kocasının ağırlığı altında ezilmediğini ve saygıdeğer bir figür
olduğunu tanıdıklarına kanıtlama düşüncesi ile bunun gibi tartışmaları
kaybetmemek için ekstra bir çaba harcamaktadır. Ne var ki düşük statüye sahip
–Yusuf’un ailesi gibi– bir ailenin üyesi olan bir anne figürünün böyle bir
sorunu yoktur çünkü Şahinde’nin ailesi kadar çok tanıdığa sahip değildir.
Üstelik olsa da; daha büyük, ekonomik, sorunları vardır.
Sonuç olarak, Kuyucaklı
Yusuf’ta cinsiyet eşitsizliği farklı derecelerde farklı sosyal sınıflara
ait kadın figürler tarafından aktarılmıştır. Bu eserde, sosyal sınıflarının
kadınlara karşı olan cinsiyet eşitsizliğini bazı noktalarda azalttığı, bazı
noktalarda da arttırdığı vurgulanmıştır. Buna rağmen, büyük resme yani
Anadolu’ya bakılacak olursa; kadınlara yönelik eşitsizlik ve ayrımcılık, Avrupa
gibi, çağdaşlaşmış bölgelere kıyasla kabul edilemeyecek miktarda fazladır ve en
önemlisi, vardır.
-Bora
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Ne düşünüyorsunuz?